top of page
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube

Evet Efendim Sepet Efendim

  • Yazarın fotoğrafı: İlker Tan
    İlker Tan
  • 2 Ara 2021
  • 2 dakikada okunur

Bazı yöneticiler, ona kim sadık kim değil tam muhakeme edemiyor. Yöneticiler, “kararlarımı destekleyecek çalışanlarla çalışmalıyım” diye düşünüyor.



ree

Gerçek şu ki, birçok yönetici, tüm ekibin eşit şartlarda bir araya geldiğini görmüyor. Düz




hiyerarşiden, yani tartışarak ortak karar almaktan, güvenden ve demokratik süreçlerden




yararlanmanın, artık çok daha popüler olduğu gerçeğine kulaklarını tıkıyor. Yönetici egosu ile




“dediğim dedik, çaldığım düdük” şeklinde düşünmeye devam ediyor.



Her yönetici için hala beklenen ve istenen bir şey olan sadakat, çalışanların türlerine bağlı olarak pek çok farklı formda ortaya çıkabiliyor.


Birinci Tip Sadakat: İyi bir izci gibi davranan bir çalışan şeklinde izah edilebilir. Bu çalışanların özelliklerinden bazıları; terbiyeli olmak, iyi arkadaşlıklar kurmak, dakik olmak, güvenilir olmak, düzenli olmak, dürüst olmak, çevresiyle iyi geçinmek, dikkatli olmak, etliye sütlüye karışmamak…


Bu tür bir çalışan, şirketine, tüm çalışma arkadaşlarına, sosyal sistemlerini şekillendiren davranış kurallarına tamamen bağlı kalıyor. Herkes uyumlu davranırsa, o da uyumlu davranıyor. Herkes hemfikir ise sorgulamıyor. Eleştirmeksizin toplum kurallarını ezberliyor.


İkinci Tip Sadakat: Dar görüşlü ve hissiz türden olan. Onun sadakatinde, “parayı veren



düdüğü çalıyor” … Almanların meşhur atasözündeki gibi “kimin ekmeğini yiyorsam, onun




şarkısını söylerim” Ya da bizdeki meşhur hikâyeyi de bilirsiniz… Ne demiş padişah




hazretlerinin biçare dalkavuğu boynunu büküp? “Aman Hünkârım, ben patlıcanın değil, zat-ı



şahanenizin dalkavuğuyum.”


Bu tür bir çalışan, şirket tarafından konulan kurallara harfiyen bağlı kalıyor; çoğunlukla da bu kuralları körü körüne uyguluyor. Çünkü kuralların ardındaki maksatları sorgulamak için kendisini hiç yormuyor. Bu tür bir hissiz çalışan, kurallar kimsenin içeriye alınmamasını işaret ettiği zaman, yangın çıksa itfaiyeyi bile içeri almayacak kadar ruhunu teslim ediyor. Ne de olsa “kurallar uygulanmalıdır” diye düşünüyor. Bu tür bir çalışanın, muhtemelen idare etmesi en kolay çalışan gurubu olduğunu düşünebilirsiniz.


Üçüncü Tip Sadakat: Tamamen ayrı telden çalan bir insan tipini anlatıyor. Böyle bir çalışan,




eleştirel bir şekilde şirketin davranış kurallarını sorgulama yeteneğini geliştirmiş olarak




karşımıza çıkıyor. Söylenenlerin fayda sağlayıp sağlamadığını ve kendi yaşantılarıyla uyumlu




olup olmadığını görmek için hem kuralları hem de amaçlarını bilmek istiyor. Onun sadakati,




istismarları ihbar etmesini asla engellemiyor. Belli bir tavır almaya her an hazır tetikte bekliyor.




Ödün vermeyi her zaman tartıyor: patronu kabul edebileceği bir karar alır ise, işte o zaman




sadık oluyor.


Patronunun kararlarının etik olmadığını veya yeterince geçerli sebepleri olmadığını düşünürse, uyum sağlamayı usûlünce reddediyor.


Bu sebeple, sadakat sorusu yöneticilerin ne tür çalışanlar istediklerine bağlı olarak anlam kazanıyor. İzci grupta yöneticinin kararı, genel akışı izlediği sürece herhangi bir sorun çıkmıyor. Kurallara sadık olunduğu sürece hissiz grupta da sorun yaşanmıyor. Bireyci, eleştirel çalışanları idare etmek ise özel bir yetenek işi. Yöneticileri olarak, kararınızın neden hem doğru hem de faydalı olduğunu kanıtlayabilmeniz gerekiyor. Bu bazen sinir bozucu olabiliyor…



Ancak diğer iki tür çalışan, söylediğiniz her şeyi desteklerken, üçüncü grup gerçeği gözden kaçırmanızın önüne geçecek kadar büyük bir avantaj sağlayabiliyor. İnsanız… Göremediğimiz, fark edemediğimiz bir şeyler mutlaka olabilir. İşte bu tip çalışan, sorgulayan tavırlarıyla insan olmaktan kaynaklanan açıkları minimize edebiliyor.


İzci ve hissiz çalışanlar, büyük olasılıkla yöneticilerinin duymak isteyeceği şeyleri söylüyor.




Yönetici olarak gerçek yüzünüze vurana kadar egonuzu şişirebilirsiniz. Sonrasında ise tüm




şirketi büyük bir zarara uğratmış ve düzeltmek için çok geç kalmış olabilirsiniz. Gerçek




sadakat bazen sadakatsizlik olarak görünebilir.




Ey Yönetici!



Karşı gelme ve eleştiriyle karşılaştığın bir dahaki seferde düdük çalmayı bir an olsun bırak. Bu



söylediklerimi bir düşün!


Belki de bu çalışan hepsinin içinde sana en sadık olanıdır...

 
 
 

Comments


bottom of page